Hukuki Çalışmalar .....Hukuk ..... Hukuk 1 ...... Hukuk 2 ..... Hukuk 3

Fatih 1/1000 İmar_Planları_Davası Hakkında Açıklama

Tarihi Yarımada 1 / 1000 lik Planların Yürütmesinin Durdurulması Mahkeme KARARI .........*** ( Bilirkişi Raporu ) ***

Hukuk 2. sayfa ----Hukuk 3. sayfa

04

İSTANBUL İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA, 2013/64

                                  
DAVACILAR          :

1-) Turan Durmuş (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi) (TC Kimlik No:) Molla Gürani Mah. Sadi Çeşme Sok. Başak İş Hanı No:25 Kat:6 Fatih/İstanbul
2-) Hikmet Öz (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi) (TC Kimlik No:) (Aynı adres)
3-) Soner Özimer (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
4-) Cem Ercan (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi) (TC Kimlik No: )
5-) Vahdettin Bayezit (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
6-) Gülay Yedekçi Arslan (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
7-) Mehmet Maranki (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
8-) Fazıl Uğur Soylu (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
 9-) Cemil Çiftçi (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
10-) Aziz Yılmaz (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
11-) Mehmet Suat Özcan (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)
12-) Mustafa Sarmusak (Fatih Belediyesi Meclis Üyesi)

DAVALI                   : Fatih Belediye Başkanlığı
Akşemsettin Mahallesi, Adnan Menderes Vatan  Bulvarı, No:54 Fatih/İstanbul

KONU                       : Fatih Belediye Meclisi’nin 06.09.2011 tarih ve 2011/58 Sayılı kararı ile 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 81 maddesine aykırı olarak, yeterli çoğunluk ile alınmayan usul ve yasaya aykırı kararın İPTALİNE karar verilmesi istemini içerir dilekçedir.

AÇIKLAMALAR    :

1-) Fatih Belediye Meclisi 06.09.2011 tarih ve 2011/58 Sayılı kararı ile Fatih Belediyesi tarafından kullanılmakta olan mavi renkli logonun yanında kiremit renkli logonun da kullanılması yönünde karar almıştır ancak belirtilen karar hukuka aykırı olup, iptali gerekmektedir. Şöyle ki,

Belediye Kanunu m.81’de, açıkça “Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve beldeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülki idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.”denmektedir.

Belediye Kanunu’nun belirtilen bu maddesiyle, belediyeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine yönelik kararlarda, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu, değiştirilmesine yönelik alınan kararlarda ise, meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı gerektiği açıkça belirtilmektedir.

Fatih Belediye Meclisi’nin 06.09.2011 tarihli toplantısında ise, mevcut mavi renkli logonun yanında kiremit renkli bir logonun da kullanılmasına yönündeki, karar oy çokluğu ile alınmıştır. Buna ilişkin Fatih Belediye Meclisi’nin belirtilen tarihli toplantı tutanağı ekte Sayın Mahkemenize sunulmaktadır. (EK:1) Yine Belediye Meclisi tarafından yeterli çoğunluk sağlanmadan alınan bu kararı içerir 06.09.2011 tarihli oturumdaki kararlar da, 09.09.2011 tarihli oturumda oy çokluğu ile kabul edilmiştir.(EK:2) 06.09.2011 belediye meclisi toplantısına katılan meclis üyelerini gösterir tutanak ise, Fatih Belediyesinde mevcut olup, alınan kararın Kanun’da aranan çoğunluk ile alınmadığı bu tutanaklardan da anlaşılacağından, Sayın Mahkemenizden, Fatih Belediyesinden bu tutanakların istenmesini talep etmekteyiz.

Fatih Belediyesi’ne ait bulunan, ilçeyi tanıtır, mevcut mavi renkli logonun yanında başka bir renkte logo kullanılması, mevcut logonun değiştirilmesi anlamını taşımaktadır. Zira, logo, amblem ve sair tanıtıcı işaretlerde renk esaslı unsurlardandır. Bu nedenle, ilçeyi tanıtıcı mevcut logoda böyle bir esaslı değişiklik yaparak, başka bir renkte bir logo kullanılması yönünde karar verilmesi halinde, 2/3 çoğunluk ile bu kararın alınması gerekmektedir.

Hiçbir kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtelim ki, bir an için yapılan renk değişikliği ile ikinci bir logonun kullanılmasının, mevcut logonun değişikliği anlamına gelmediğini düşünülse dahi, alınan Karar yine hukuka aykırı olacaktır. Zira, yeni bir logo, tanıtıcı amblemin tespiti için de 81.maddede öngörülen böyle bir kararın meclis üye tam sayısının salt çoğunlukla alınmasıdır. Halbuki belirtildiği üzere, söz konusu karar oy çokluğu ile alınmıştır.  Kaldı ki, renk değişikliği yaparak, birden fazla logo kullanılmasında hiçbir kamu yararı bulunmamaktadır. Dolayısıyla, işlem amaç yönünden de hukuka aykırı niteliktedir.

Sayın Mahkemenizden iptali istenen söz konusu belediye meclis kararı, mevcut logonun değiştirilmesi amacını taşımaktadır. Zira, söz konusu karara dayanak teşkil eden ve belediye meclis gündeminde bulunan ve 06.09.2011 tarihli toplantıda oylanan, ekte sunulan 859 sayılı raporda ise “logonun değiştirilmesi ile ilgili karar alınması konusunda Belediye Başkanına yetki verilmesi uygun görüldüğü” denmek suretiyle logonun değiştirilmesinin amaçlandığı açıkça ortaya konmaktadır.  Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, Belediye Kanunu m.81’e aykırı olarak alınan 06.09.2011 tarih ve 2011/58 Sayılı kararın iptaline karar verilmesini talep etme gerekliliği doğmuştur.

HUKUKİ NEDENLER       : İYUK, 5393 Sayılı Yasa Hükümleri ve diğer mevzuat hükümleri

HUKUKİ DELİLLER         : Fatih Belediye Meclisi’nin 06.09.2011 tarih ve 2011/58 Sayılı kararı, 05.05.2011 tarihli Hukuk-Eğitim, Kültür ve Sanat ile Kültür Varlıklarını Koruma Komisyonlarının Ortak Raporu, 06.09.2011 ve 09.09.2011 tarihli oturuma katılan meclis üyelerini gösterir  tutanak ve sair her türlü yasal delil.

SONUÇ VE İSTEM           : Yukarıda açıklanan nedenler ve Sayın Başkanlığınızca re’sen ele alınacak hususlar ışığında; Fatih Belediye Meclisi’nin 06.09.2011 tarih ve 2011/58 Sayılı kararı ile, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 81 maddesine aykırı olarak, yeterli çoğunluk ile alınmayan kararın, usul ve yasaya aykırı olması ve alınan kararda kamu yararı bulunmaması sebebiyle iptaline ve yargılama giderinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 24.10.2011

Turan Durmuş                                Hikmet Öz                                Soner Özimer

Cem Ercan                                    Vahdettin Bayezit                  Gülay Yedekçi Arslan

Mehmet Maranki                        Fazıl Uğur Soylu                      Cemil Çiftçi

Aziz Yılmaz                                   Mehmet Suat Özcan              Mustafa Sarmusak

 

İSTANBUL İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA,

FATİH1/1000 LİK İMAR PLANLARININ İPTALİ VE  YÜRÜTMEYİ DURDURMA İSTEMLİ DAVA

İstanbul 9. İdare Mahkemesi 2013/64 Esas dosya, 25.01.2013 tarih 2013/70 karar ile usul yönünden RED, Parsel bazlı ayrı ayrı dava açılması için 30 gün süre verildi. 04.03.2013 Dava Red Edildi. Mahkeme kapandı.

05

İMAR PLANLARI İÇİN 2. Mahkeme Dosyası

İSTANBUL İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞI’NA,

     YÜRÜTMEYİ DURDURMA İSTEMLİ
                          

DAVACILAR            :
(Fatih Belediyesi Meclis Üyeleri
(Molla Gürani Mah. Sadi Çeşme Sok. Başak İş Hanı No:25 Kat:6 Fatih/İstanbul )

DAVALI        :   FATİH Belediye Başkanlığı
Akşemsettin Mahallesi Adnan Menderes Vatan Bulvarı,
No:54 Fatih / İstanbul
DAVA KONUSU      :
Fatih belediye Meclisinin 09.05.2012 tarih 2012/44 sayılı kararı ile kabul edilen Fatih ilçesi (tarihi yarımada) Kentsel, Tarihi, Kentsel arkeolojik,1.derece Arkeolojik Sit Alanı 1/1000 ölçekli koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ve Plan Hükümlerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemi
ASKIYA ÇIKIŞ TARİHİ:    15Ekim 2012
ASKIDAN İNİŞ TARİH İ:   15 Kasım2012
 PLANA İTİRAZ TARİHİ:  13 Kasım 2012
AÇIKLAMALAR     :
İstanbul İlinin merkez ilçesi olan Fatih ilçesi, gerek tarihi dokusu gerek coğrafi konumu gerekse ticaret, sağlık, finans, eğitim, kültür, ulaşım ve idari açıdan sadece ülkemiz açısından değil dünya açısından da önemli bir yeri haiz bulunmaktadır.
Böylesine önemli bir yerde planlama yapılırken sadece bugünün rantsal değerlerinden yola çıkılarak planlamalar yapılamaz. Burada yaşayan insanların rahat, mutlu, sağlıklı bireyler ve topluluklar olarak yaşamalarını ve yaşam standartlarının yükseltilmesini gözetmek belediyelerin başlıca görevleridir. Bu görev yalnızca belediye kanununda değil, Anayasamız, çevre ve sağlık mevzuatı yanında ülkemizin katılmış olduğu ilgili uluslararası sözleşmelerde de gözetilmesi gereken yönetim ilkeleri olarak bahsedilmektedir.
Çevresel kaliteyi sağlamaktan yoksun, sosyal-kültürel-mekânsal bütünlükten uzak, sağlık ve konfor kurallarını iyileştirme hedefi olmayan, bilimsel planlama aykırılıkları bünyesinde taşıyan bu plan ile hukuki ve sosyal kriterlerin yeterince gözetilmediği ayrıca planlama usullerine uyulmadığı görüldüğünden Fatih ilçesi belediye meclisinin CHP grubu üyeleri olarak plana askı süresi içerisinde itirazda bulunmak durumunda kaldık. (Ek:1) İtirazımız süresinde cevaplanmamış olduğundan aşağıda belirtmiş olduğumuz nedenlerle ilgili planın iptalini talep etmekteyiz.
1-YÖNTEM YÖNÜNDEN İTİRAZ NEDENLERİMİZ;
A-PLANIN GÖRÜŞÜLMESİ YÖNÜNDEN
İmar planlarının önemi nedeniyle planların görüşülmesi ve kabulü belediye meclisi görevleri arasındadır. Ancak Fatih Belediye Meclisinde planların görüşülmesi ve tartışılması yeterince sağlanmamıştır. Bir oldubittiye getirilmiş kısa bir zaman diliminde, planların görüşülmesi yapılmıştır. Çoğunluğun baskıncı anlayışı ile yapılan bu uygulama nedeniyle belediye meclis gurubumuz olarak planın görüşülmesinin kısa tutulmasının mahsurlarını da dile getirerek ret oyu kullandık.
Bu görüşülme şekli ile belediye meclisi üyelerinin görevlerini yapmalarına, Plan üzerinde çalışmaları ve görüşlerini dile getirmelerine fırsat tanınmamıştır. Yangından mal kaçırılırcasına bir anlayışla plan yapma yoluna gidilmiştir. O nedenle de 14.11.2012 tarihli 7518 sayılı İmar ve Şehircilik Müdürü Refik Lal imzalı yazı ile imar planındaki teknik hataların düzeltilmesi talebinde bulunulmuştur. (Ek:2)
B-PLANIN ASKIYA ÇIKARILMASI YÖNÜNDEN

Tarihi yarımadanın kimliğinin korunması ve yaşatılması açısından en önemli konu Fatih ilçesinin transit geçiş alanı olmasından çıkartılması, lastik tekerlekli araçlardan özellikle özel oto trafiğinden arındırılmasıdır. Bu plan aynen korunursa yarımadanın trafik yükü daha da yoğunlaşacaktır. Yeni otoparklar yapılması ile bu sorun hafiflemeyecek, trafik keşmekeşi daha da çekilmez bir hal alacak, Fatih’te yaşam kalitesinin düşmesinde önemli ölçüde etken olacaktır.
Bu plan 1/5000 lik ve 1/10000 nazım imar planlarının açıklama raporları ile de çelişmektedir. Bu raporlarda yarımadaya yönelik trafik baskısının azaltılması önerilirken ve yayalaştırılmış yolların oranının artırılması ve toplu ulaşım araçlarının kullanılmasının özendirilmesi istenirken, bu plan ile bu ilkeler gözetilmemiştir.
Özellikle sahil yolu olarak bilinen Kennedy Caddesi, köprülü kavşaklar ve ek şeritlerle otoyola dönüştürülmektedir. Bu durumda bu bölgedeki yeşil alanlar %20 oranında azalacaktır. Bu bölgede yaşayan insanların rekratif amaçlı alanlar ile organik bağını zayıflatacak, yaya erişimleri azalacaktır. Bu yöredeki insanlar denizi görecek ancak denize ulaşamayacak konuma getirilecek, deniz onlar için sadece seyirlik bir alan olarak kalacaktır. Ayrıca birinci derecede deprem alanı olan İstanbul’da olası bir depremde kullanılabilecek alanlar yok edilmiş olacaktır.
Yenikapı feribot iskelesinin korunmuş olması da tarihi yarımadaya olan trafik yükünü artırıcı niteliktedir. Oysaki bu iskeleden yapılan arabalı vapur seferleri yarımadaya transit trafik yükü getirmektedir.
Bir yanda tarihi yarımadanın taşıt trafiğinden arındırılması hedeflenirken diğer yanda bu trafiği tetikleyecek şekilde transit yol ağının geliştirilmesi ve otoparklar yapılması hedef ile planın birbiri ile çeliştiğini göstermektedir.
Planda çok sayıda katlı otopark ve yeraltı otoparklarına yer verildiği görülmektedir. Yeşil alan olması gereken birçok yer, yeraltı otoparkı şekline dönüştürülmüştür. Bu uygulama gerçek anlamda bir yeşil alan olamaz. Yeşil alanlar ağaçlık ve toprakla bağ kurulabilecek alanlardır. Ağaçların kentin kirli havasının giderilmesinde katkıları inkâr edilemez. Yeşil alanların yok edilmesi ile buralarda barınan birçok canlının ve ağaçlarda kuşların yaşam alanları yok edilecektir.
Sağlık ve eğitim kurumlarının yarımadaya getirdiği yükleri azaltmak için bu yapıların sur dışına çıkartılması yerine bu alanlar korunmuş ve bu alanlara ek olarak yeni üniversite alanları konulmuştur. Desantralizasyon kararlarına uyulmamıştır.
Birçok tarihi yapı, Sirkeci garı, Yedikule’deki TCDD ye ait alanlardaki yapılar, birçok hanlar ve tarihi yapılar, turizm ve konaklama alanına dönüştürülerek tarihi kimliğine zarar verici hale getirilmişlerdir.
Fatih ilçesi kültür ve inanç açısından önemli merkezleri ve değerleri taşımış olmasına rağmen birçok mezar yeri ve türbe planda gözetilmemiştir. Adı olan kayıtları olan ama yeri yok edilmiş bu türbelerin araştırılması ve bulunması yönünde bir çalışma yapılmamış ve bazı mezar ve türbe yerleri koruması yapılırken bazılarının yok olmasına seyirci kalınmıştır ve inançsal ayrımcılık yapılmıştır.
Planda Topkapı İETT garajı 2.derecede ticaret alanı olarak belirlenmiştir. Bu alan kişi başına yeşil alan oranı zaten dünya değerlerinin çok altında olan bir yarımada için yeşil alan olarak belirlenmesi gerekirken ticari alana dönüştürülmesi rantsal baskılara verilen bir imtiyaz olacaktır. Bir deprem anında kitleleri yerleştirecek alanlar yokken işi hep parasal açıdan bakarak çözmek, insanların sağlıklı yaşam hakkını elinden alan bir anlayıştır.
Kara surlarının dibinde 1.derece koruma bölgesinde kara surları iç koruma alanında bulunan yeşil alanların arasına açık spor alanları yer verilmesi yeşil bütünlüğü bozucu niteliktedir. Etraflarının tel ile çevrilmesi ile de kamunun kullanım alanları olmaktan çıkartılmış bulunmaktadır.
Planda irtifa sınırlaması +50 kotu üzerinde Hmaks:9.50m,+40 ile +50 kotu arasında Hmaks:12.50 olarak kabul edilmiş; maksimum kat yüksekliği ise 15.50 olarak vurgulanmıştır. Oysaki millet caddesi ve Fevzipaşa caddelerinde bu irtifalar aşılmıştır. Vatan caddesinde ise farklı bir uygulama getirilmiş, binalarda yükseklik yerine kat belirtilmiştir. Kat yüksekliklerinin de koruma kurulu kararı alınarak İstanbul imar yönetmeliğine göre belirlenmesi hükme bağlanmıştır. Bu suiistimallere açık bir durum yaratacaktır. Planlardaki netliği ortadan kaldırıcı bir durumdur.
3 derece koruma bölgelerinde +50 rakım sınırları üzerinde kalan alanlarda tarihi yarımada siluet etkisi göz önünde bulundurulacaktır. Bu ifade belirsiz ve muğlâk olup kötü uygulamalara fırsat tanıyacak özelliktedir. Planların netliği esası ilkesinden bu ifade ile uzaklaşılmıştır.
Arkeofizi yöntemlerin kullanılması ve uygun görülmesi durumunda 1 ve 2 derece koruma bölgelerinde bodrum kat uygulaması yapılmasına olanak verilmiştir. Bu yöntemlerin her zaman kesin sonuç vermediği bilinmekte iken arkeolog denetimi olmadan hafriyata başlanılmasına olanak verilmesi bilinmeyen birçok tarihi kalıntı ve buluntunun bir daha geri dönülemeyecek biçimde yok olmasına neden olacaktır.
1.derece koruma alanları olarak belirlenmiş Cankurtaran-Sultanahmet-Süleymaniye-Zeyrek-Kumkapı-Fener Kentsel yenileşme bölgelerinde yeni yapılarda bölgenin geleneksel mimari karakteri ile uyumluluk koşulu getirilerek eskinin kopyası tiyatro sahnesi dekoru benzeri yapılaşmaların yaratılmasına olanak sağlanmıştır. Bu koruma değildir. Korumada amaçlanan hedefleri saptırmaktır.
Kumkapı balık halinin kaldırılarak yerine gelecek fonksiyonlar içerisinde marina olabileceğinden bahsedilmesi bu alanın kıyı ile deniz arasındaki bütünlüğünü bozacak niteliktedir. Marina, tarihi yarımadanın kimliğini de bozacaktır. Boğaz çıkışında gemi trafiğine olumsuz etkiler yaratacaktır.
Yarımada da “parklar ve dinlenme alanlar” yok denecek kadar azdır. Çoğu da arkeolojik alan üzerindedir. Buna rağmen söz konusu bu plan ile bu alanlar üzerinde meydanlar, çocuk bahçeleri, açık oyun ve spor alanları adı altında bir takım fonksiyonlar getirilmiştir. Birbirinden farklı lejantlarda olması gereken tanımların bir tanım adı altında birleştirilmesi yeşil alanların varlığını yok edici uygulamalara olanak tanıyacaktır.
Planda, yollardaki meydana gelen gürültünün azaltılması yönünde herhangi bir çalışmadan bahsedilmemiştir. Gürültü ile ilgili mevzuat, belediyelere gürültüyü önleyici önlemler alması ve iyileştirmeler yapmasını buyurmaktadır. Gürültünün insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinmesine rağmen ve yasanın buyruğuna rağmen bu husus dikkate alınmamıştır.
Lastik tekerlekli araçların yoğunluğundan kaynaklanan çevre ve hava kirliliğini önleyici hedefler konulmamış, aksine lastikli araçların yarımadada çoğaltılmasına yol açacak yol ağları ile ilçenin havasının kirlenmesine ve insan sağlığı üzerinde özellikle kanserojen etkilerin artmasına neden olacak oluşumlara fırsat verilmiştir. Böylelikle ilçede yaşayanların sağlıklı yaşam için sağlıklı çevre gereksinimleri göz ardı edilmiştir.
Gelir düzeyi yüksek insanlar fırsat bulduğunda bu bölgeden kaçar olduğundan, Fatih ilçesi gelir ve kültür düzeyi düşük insanların yoğunlaştığı bir yer haline gelmesine neden olmaktadır. Bir tarihi yerin tanıtımı sadece tarihi yapıları değil orada halen yaşamakta olan insanların görünüşleri, kültürleri, uyumları ve yaşadıkları yerin bilincine ermiş olmaları da önemsenmektedir.
Birinci derecede deprem alanı olduğu artık bilinen ve her an olası bir depremle karşı karşıya kalma durumunda olduğumuz bir noktadayız. Tarihi ve eski yapılan çok olduğu bir yer olan Fatih ilçesinde, deprem öncesi ve deprem sonrası olabilecek durumları gözeterek ulaşım, konaklama, sağlık ve güvenlik birimlerine ulaşmayı kolaylaştırıcı önlemler ve iyileştirmeler dikkate alınmamıştır. Bu planda ve plan hedeflerinde buna ilişkin her hangi bir çalışma yapılmadığı gibi aksine yeşil alanların azaltılmasına yönelik bir takım düzenekler kurulmuştur.
İdarenin, yapılacak her çalışmasında beldesinde yaşayanların sağlığını koruyacak ve tehlikelere karşı önlemler alması, az hasarla atlatılması yönünde çalışmalar yapması gerekirken, bu konuda duyarsız kalması, yapılan planın birilerinin zenginleşmesine yol açacak nitelikte olduğunu, kamu yararı gözetmediğini açıkça ortaya koymaktadır.
1) Planda, çok sayıda yeni katlı otopark (KOP) ve yeraltı otoparklarına (YOP) yer verilmiş olduğu da görülmektedir. Bu yaklaşım, Tarihi Yarımada’nın süreç içinde lastik tekerlekli araçlardan, özellikle de özel oto trafiğinden arındırılması yaklaşımı ile ters düşmektedir. Ayrıca, planda YOP olarak gösterilen alanların dışında, yeşil alan olarak gösterilen bir çok alanın altının da yer altı otoparkı olarak düzenlenmesi önerilmektedir ki, bu alanlar için, yukarıda belirttiğimiz genel sakıncanın yanı sıra, bir başka sakınca daha ortaya çıkmaktadır. 0 da, yeşil alanların aynı zamanda ağaçlık alanlar olması gerektiği, tek ağaç olmayan bir parkın gerçek anlamda bir park sayılamayacağı, oysa bu alanların altına YOP yapılmasının ağaçlandırmanın önünü tıkayacağıdır.
Planda çok sayıda yeni katlı otopark ve yeraltı otoparkı alanı ayrılmasının Tarihi Yarımada’yı özel oto trafiğinden arındırma hedefi ile ne kadar tutarsız olduğu açıktır. Bu kararlar, tersine, Tarihi Yarımada’ya özel araba ile ulaşmaya teşvik unsuru olacaklardır, Bunun yanı sıra, Tarihi Yarımada’nın yer altı envanterinin tamamlanmamış olduğu, yer altı envanter çalışmalarının sadece bilinen tescilli değerlerle sınırlı olduğu ve bu konudaki envanter eksikliğinin Tarihi Yarımada’nın korunabilmesi açısından çok ciddi bir tehlike oluşturduğu, neredeyse her kazılan yerden kalıntıların çıktığı hatırlanırsa, yer altı otoparklarının yer altı zenginliklerine karşı da ciddi bir tehdit oluşturdukları açıktır. Tarihi Yarımada’da 0.00 kotu altında yeraltı otoparkları önermenin arkeolojik kültür katlarına olabilecek olumsuz etkileri yargı kararıyla iptal edilmiş olan 1990 planında getirilmiş katlı otoparklarda açıkça ortaya çıkmıştır. Bu planla önerilmiş olan 17 adet katlı otoparkın hepsinin altında da zengin arkeolojik kalıntılar yer almakta idi.
Tarihi Yarımada da yeni katlı otoparkların ve yer altı otoparklarının yapımına kesinlikle izin verilmemelidir. Tarihi Yarımada ki tarihi dokunun düşmanı olduğu artık tüm dünyanın ortak kabulü olan motorlu araçlardan arındırılması hedefi çerçevesinde, geçiş dönemi için, özel otoların park ihtiyacı, ileride yeşil alanlara dönüştürülmesi hedeflenen geçici açık otoparklarla çözülmeye çalışılmalıdır.
2) Planda, Kennedy Caddesi’nin Sepetçiler Kasrı ile Sarayburnu Parkı kuzeyi arasında yer alan kısmının yeraltına alındığı görülmektedir. Bu plan kararı, hakkında açtığımız plan iptal davası sürmekte olan ‘Tarihi Yarımada 1/5000 Ölçekli Koruna Amaçlı Nazım Her Planında da aynen yer almakta ve 1/5000 ölçekli planın Plan Uygulama Plan Uygulama Hükümlerinin “11-2. 1. Derece Koruma Bölgeleri” başlığı altında yer alan Sur-i Sultani Bölgesi’nde de ,“Topkapı Sarayı Bahçesi ile Sarayburnu sahilinin bütünleştirilmesi çerçevesinde Kennedy Caddesinin Sepetçiler Kasrı ile Sarayburnu Parkı kuzeyi arasında yer alan kısmı, kot farkından yararlanılarak doğal zemin kotu değiştirilmeden üstü kapatılmak suretiyle ilgili koruma kurulu uygun kararına göre kısmen veya tamamen yeraltına alınabilir.” denmekte idi. Söz konusu 1/1000 ölçekli planda bu plan kararının aynen yer almasına karşın ilginçtir ki, yukarıdaki ibarenin, 1/1000 ölçekli        planın konuyla ilgili 11-2.1. Derece Koruma Bölgeleri” başlığı altındaki “Sur-i Sultani Bölgesi” alt başlıklı Plan Uygulama Hükmü’nden, herhalde zaten planda yer alıyor denerek gerek duyulmamış olacak ki, çıkarılmış olduğu da görülmektedir.
Bu plan kararı, arazide bir kot yükseltmesi ve kademelenme yaratarak doğal görünümü zedeleyecek ve silüeti bozacağından dolayı son derece sakıncalıdır ve iptal edilmelidir. 
3-) İstanbul ve Türkiye çapında hizmet veren tüm işlevlerin Sur dışına desantralizasyonu, Koruma Amaçlı İmar Planının temel hedefi olmalıdır.
Oysa planda, İstanbul Üniversitesi ile ilgili olarak Üniversitenin dağınık ve birbirinden kopuk tüm alanlarında, bütün bölümlerinin yerinde kalmasının öngörülmesine ötesinde bu alanlara, yeni yapılaşma koşulları de getirilmekte; böylelikle, Ü. daha da genişletilmektedir,
Örneğin F21-c-25-d-4-b paftasında yer alan üniversite alanına TAKS= 0.40 e Hmaks=3 kat olarak, F21-c-25-d-1-d paftasında da TAKS= 0.40 ve Hmaks=4 kat olarak yeni yapılaşma hakkı getirilmiş ve her iki alanın üzerine de uygulamanın avan proje ile yapılacağı lejantı konmuştur.
Bu planlama kabulünü son derece sakıncalı bir karar olarak değerlendirdiğimi belirtmek isteriz.
4) Pafta F21-c-24-c-1-d: Planda “Topkapı İETT Garajı alanı”“T2 (2. Derece Ticaret Alanları)” olarak gösterilmiştir Bu boş alan yapılaşmaya açılmamalı; Tarihi Yarımada’nın eksik yeşil alan ihtiyacını karşılamak üzere, değerlendirilmelidir.
5-) Pafta G21-b-04-a-2-c + G21-b-04-b-1-d + G21-b-04-b-1-a  Planda, “Yedikule TCDD Atölyeleri ve Yedikule Gazhanesi”“ Turizm Kültür Alanı” olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, alanda, tescilli eski eser yapılar dışında,
TAKS= 0.25, KAKS=0.75 ve kat sınırlaması olmamak üzere yeni yapılaşma getirilmiş; alan üzerine, uygulamanın avan proje ile yapılacağı lejantı da konmuştur. Bu arada, Plan Uygulama Hükümlerinin Turizm+Kültür Alanları ile ilgili hükmünün ilk paragrafında da, “ IV-C-4 Bu alanlarda nitelikli turizm+konaklama işlevleri, turizme hizmet verecek ticaret ve sosyal-kültürel işlevler yer alabilir” denerek, bu alanın konaklama ve ticaret fonksiyonlarına da açılacağı vurgulanmaktadır.
Tarihi Yarımada da ender boş alanlardan biri olan ve üzerlerinde kültürel amaçlı kullanılabilecek birkaç tescilli eski eser yapı da bulunan bu alanlar “Kültürel Tesis Alanları” olarak kullanılmalıdır. Bu alana yeni inşaat hakkı da getirilmemeli, bu alanlar, “kültürel fonksiyon” ile bütünleşmiş biçimde, Suriçi’nde eksikliği açık olan “kamuya açık yeşil alan” olarak düzenlenmelidir
Bu arada, bu alanda yer almasına karşı çıktığımız, planın “turizm” fonksiyonu anlayışına ilişkin değerlendirmemiz de aşağıdaki gibidir:
Suriçi’nin ağırlıklı kullanım türleri arasında turizmin ağırlıklı olarak yer alması genel ve doğru bir karar olmakla birlikte, bunun günübirlik turizm olarak değerlendirilmesi ve bu anlamda yatılı turizmin özendirilmemesi gerektiği konusundaki görüşümüzü burada bir kez daha vurgulamak isteriz. Bu çerçevede, Suriçi’nde yeni konaklama tesislerinin yapımına ve mevcutların gelişimine izin verilmemesi gerekmektedir. Bunun tek istisnası olarak, korunması gerekli eski konutların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde pansiyonculuğun özendirilmesi olacaktır.
6-) Pafta F21-c-25-c-1-d: Planda, “Sirkeci Tren İstasyonu”nun ana binası “Kültürel Tesis Alanı” olarak gösterilmiştir. Sirkeci Tren İstasyonunun ile yine tren istasyonu olarak korunması gereklidir. Öte yandan, istasyondaki diğer binaya, “Turizm Kültür Tesisleri Alanı” fonksiyonunun getirilmesi sakıncalı bir karar. Plan Uygulama Hükümlerinin Turizm+Kültür Alanları ile ilgili hükmünün ilk paragrafında, “IV-C–4 Bu alanlarda nitelikli turizm+konaklama işlevleri, turizme hizmet verecek ticaret ve sosyal-kültürel işlevler yer alabilir” denerek, bu alanın konaklama ve ticaret fonksiyonlarına da açılacağı vurgulanmaktadır. Yani, buraya getirilen turizm fonksiyonu da günübirlik turizmle sınırlı olmayıp otel ticaret v.b. bu alan için sakıncalı fonksiyonları kapsamaktadır. Ayrıca, alandaki mevcut yapılarla yetinilmemekte, bu alana ilave yapılaşma da getirilmektedir.
Gerçek bir korumacılık anlayış çerçevesinde, tarihi ve kültürel değerlere sahip bu alanda istasyon binaları kompleksinin tamamı özgün fonksiyonu ile korunmalıdır ve mevcut tescilli eski eser binalar dışında yeni yapı yapılmamalı, mevcut açık alanlar binalarla doldurulacağına “yeşil alan” olarak düzenlenmelidir.
7-) Suriçi’nde yeteri kadar, hatta Sur dışına hizmet veren yurt binası varken, planda bu alanlara yeni yapılaşma koşulları getirilmesini hatalı bir yaklaşımı olarak görüyoruz.
Bilindiği gibi, Suriçi’ndeki öğrenci yurtları sadece Suriçi’ndeki eğitim kurumlarındaki öğrencilere değil, İstanbul metropoliten alanındaki diğer eğitim tesislerinde okuyan öğrencilere de hizmet götürmektedirler. Bu çerçevede, mevcut öğrenci yurtları, mevcut durumlarıyla dondurularak, yeni ilave yapılaşma hakları getirilmemesi ve yeni yurt binası yapımına izin verilmemesi Koruma Amaçlı İmar Planının ana kabullerinden biri olmalıdır.
Planda ise, öğrenci yurtlarına da ilave yapılaşma hakları getirilerek kapasitelerinin artırılmasının hedeflendiği görülmektedir. Örnek vermek gerekirse Çemberli taş Kız Öğrenci Yurdu (Pafta F21-c-25-d-3b +F21-c-25-d-3-c) Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu (Pafta F21-c-25-d-1-c),Kadırga Erkek Öğrenci Yurdu (Pafta F21-c-25-d-3- d), Edirnekapı Erkek Öğrenci Yurdu (Pafta F21-c-24-c-1-a) ve Kadırga Erkek Öğrenci Yurdu (Pafta F21-c-25-d-3-cfl” alanlarına getirilen yeni yapılaşma haklarıyla kapasiteleri artmaya aday yurtlardır.
8-) Pafta F21-c-24-c-3-c + F21-c-24-c-3-d: Planda, “Iski Arıtma Tesisleri Alanı” üzerinde “Yenikapı ISKI Tesisleri alanında, Tarihi Yarımada siluetini zedeleyen büyük kitlesel yapılar yerine kademeli yapılar düzenlenmek, açık kanalizasyon arıtma tesisleri ağırlıklı olarak tabii zemin altında yapılmak şartıyla yeşil doku ağırlıklı düzenlemeler yapılacak, teknik gereksinimler doğrultusunda ayrılan yapı alanları dışında kalan alanlarda kamuya açık rekreasyon amaçlı düzenlemeler yapılacaktır” notu yer almaktadır. Ancak bu konuda bir yapılaşma sınırı getirilmemiş: sadece Hmaks2 kat ve avan proje ile uygulama yapılacaktır lejantıyla yetinilmiştir. Bu adeta belirsiz, dolayısıyla da sınırsız ve kontrolsüz yapılaşma hakkı, teknik gereksinimler dışında alanın kamuya açık rekreasyon amaçlı kullanılacağı notu ile de çelişmektedir.
Burada öncelikle, planda bu alan mevcut kullanımı ile değil, önerilen kullanımı ile, yani “Açık Rekreasyon Alanı” olarak gösterilmelidir. Eğer teknik gereksinimler için alan ayrılması da gerekli ise, bunun da, ya planda belirtilmesi ya da plan notu ile, imar hakları da açıkça belirtilerek, ortaya konması gerekmektedir. Ayrıca, 2005 t.t. 1/1000 ölçekli planda yer almadığı halde bu yeni planda alanın batı ucunu “itfaiye Alanı” fonksiyonu ile yapılaşmaya açılmıştır. Alanın geri kalanının fonksiyonu ve itfaiye alanı yapılan yerin kuzeyinin de gene kamuya açık geniş park alanı olması nedeniyle, bunların arasına bu tür bir fonksiyonun girmesi sakıncalı olmuştur.
9-) “Meslek liseleri”, düz liseler gibi, genelde sadece bulundukları çevreye hizmet veren eğitim tesisleri değildir. Bu nedenle, Sur dışında da hizmet veren bu eğitim kurumlarının mevcut yapılarında ve kapasitelerinde genişlemeye yol açacak plan kararlarında kaçınılmalıdır. Bu alanlarda ilave ve yeni inşaat hakkı getirilmemeli, mevcut yapıların kapasiteleri ve ömürleri ile sınırlı bir kullanım süreci kabul edilmeli ve zaman içinde bu tür eğitim kurumlarının Sur dışına desantralizasyonu hedeflenmelidir, Oysa planda tam tersine meslek liselerine ilave inşaat hakkı getirilerek kapasitelerini daha da artırmalarına olanak sağlandığı görülmektedir. Örnek vermek gerekirse;
a) Pafta F21c-24-c-1-c + F21-c24c-4-b:
“Selçuk Kız Meslek Lisesi” alanı üzerindeki mevcut okul binası tescilli eski eser. Alan üzerine,TAKS= 0.40, Hmaks= 3 kat olmak üzere yeni yapılaşma hakkı getirilmiştir. Planda çizilen yapı yaklaşma sınırları ise, mevcut tescilli eski eser olan okul binasına 5 metre kadar yaklaşmaya izin vermektedir, Değil eski eser yapıya, mevcut herhangi bir okul binasına ilave yapılırken bile, iki bina arasındaki mesafeyi 5 metreye indirmenin ciddi bir planlama ve mimarlık hatası olduğu görüşündeyiz.
b) Pafta F21-c.-24-c-3-b:
“Kızılay Hemşirelik Lisesi ve Sağlık Tesisi Alanı” nda mevcut Kızılay Hemşirelik Lisesi yerinde kalmaktadır ve bahçesine, Hmaks= 4 kat olacak şekilde yeni yapılaşma hakkı getirilmiştir ve alan üzerine Avan Proje ile uygulama yapılacağı notu konmuştur. Ayrıca, 2005 t.t. 1/1 000 ölçekli Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planında bu alan sadece Kızılay Hemşirelik Lisesi iken, bu kez ilave olarak “Sağlık Tesisi” de getirilmiştir. Hem bu alana getirilen yeni yapılaşma hakları açısından, hem de meslek liseleri gibi İstanbul metropoliten alanı bütününe hizmet veren meslek liselerinin daha da genişlemesine olanak sağlanması açısından bu kararı yanlış bir karar olarak değerlendirmekteyiz. Getirilen yeni sağlık tesisi fonksiyonu da sağlık tesisinin metropoliten ölçekte hizmet verecek bir hastane ölçeğinde değerlendirilmesi durumunda, Tarihi Yarımada için gereksiz nüfus çekerek sakınca yaratacaktır. Mevcut Kızılay Hemşirelik Lisesi mevcut yapıları ile kalmalı, bu alanda ilave ve yeni inşaat hakkı ile ek olarak sağlık tesisi fonksiyonu getirilmemelidir.
c) F21.c25-a-4-d + F21-c-25-d-1a:
“Darüşşafaka Lisesi” alanındaki mevcut lise binası tescilli eski eserdir. Yanına bitişik olarak yurt binası yapılmıştır. Yeni inşaat için bina kitleleri çizilip üstüne H=.9.50 olarak yükseklikleri yazılmıştır. Alan üzerine de “Mesleki Eğitim Alanında İrtifalar Yenileme Alanı kapsamında değerlendirilecek olup, 5366 sayılı yasa çerçevesinde hazırlanacak avan projesinde belirlenecektir.” notu konmuştur.
Bu alana yeni ilave inşaat yapılmamalıdır. Hele de, neredeyse istenen her şeyi yapmaya olanak veren ve özellikle de Fatih’te, başta Sulukule olmak üzere, bu kanuna dayanarak yapılan uygulamaların yarattığı derin tahribat göz önüne alındığında, bu okul alanının da “5366 Sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” çerçevesinde Yenileme Alanı kapsamında ele alınmasının yaratabileceği tahribat olasılığı endişe vericidir. Bu husus, bu alanda ne yapılacağının plan kararıyla belirlenmesi gereğini göz ardı ederek ve planlama mevzuatını da çiğneyerek, yarın 5366 sayılı yasaya dayanarak yenileme alanı ilan edilecek bu alanda bugünden bilinemeyen her şeyin yapılabileceğini göstermektedir. Bu plan notu son derece sakıncalıdır. Bu alanın hiçbir yeni ilave inşaat yapılmadan olduğu gibi, mevcut haliyle korunarak bırakılması Tarihi Yarımada açısından korumaya yönelik en doğru karar olacaktır,
d-) Pafta F21-c-24-b-3-c + F21-c-24-c-2-b:
“Yavuz Selim İlköğretim Okulu” arasından yol geçen iki ayrı yapı adasında yer alıyor. Güneydeki daha küçük kısmın hemen tamamında tescilli eski eser bir bina var.Daha büyük olan kısımda da mevcut binalar var. Ve bu alana TAKS 0.40, Hmaks=3 kat olmak üzere, yeni inşaat hakkı getirilmiş ve avan proje ile uygulama yapılacağı notu konmuş. Bu alan yeni bir inşaatı kaldırabilecek büyüklükte değil ve ilköğretim alanlarının sadece binalara değil, oyun alanlarına da ihtiyacı olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu kapsamda, öğrenci başına yeterli açık alan sağlanamayan okul alanlarına bir de ilave inşaat hakkı getirilmemelidir.
e) Pafta F21-c24-b-3-c:
“Fatih Kız Lisesi” alanında iki küçük yapı “Korunması Gerekli, Tescilli Ahşap ve Kagir Sivil Mimarlık Örneği Yapılar” lejantı ile taranmış. Asıl büyük yapı ise, 2005 t.t. 1/1 000 ölçekli planda “Tescil Edilmemiş Olup, K. Ve T.V.K. Yüksek Kurulu’nun 0.5. 1999 Tarih ve 660 Sayılı İlke Kararı’nın 1/3. Maddesi Gereğince, Kaynaklarla Mevcut ve Kayıp Eski Eser Araştırma Envanteri’nde Yer Alan ve ihya Edilmesi Öngörülen Yapılar” lejantı ile taralı (Debbazzade Medresesi yazıyor üzerinde) olduğu halde, bu yeni planda herhangi bir not yok üzerinde. Eğer yeterli bilgi ve belge var ise bunlar ihya edilmeli elbette. Ama yoksa böyle bir durum söz konusu olamaz elbette. Ama, 2005 t.t. plan ile yeni plan arasındaki bu farklılık soru işaretleri uyandırıyor.
Alana, TAKS= 0.40, Hmaks= 3 kat olmak üzere, yeni ilave inşaat hakkı getirilmiş ve avan proje ile uygulama yapılacağı notu konmuş planda. Üzerindeki mevcut yapılar dışında alana yeni yapı yapılmamalıdır.
f) Pafta F21-c24c1.d:
“Karaahmet Paşa İlköğretim Okulu” alanındaki tescilli eski eser binanın dışında kalan bahçe alanında yeni inşaat hakkı getirilmiş. TAKS 0.40, , Hmaks= 3 kat olmak üzere getirilmiş olan bu ilave inşaat hakkı kullanılırsa geriye okul bahçesi diye bir şey kalmayacak neredeyse. Ayrıca, parselde korunacak eski eser yapının da hemen dibinde yer alacak bu yeni yapı ya da yapılar ki bu da koruma anlayışına ters.
Bu alan yeni bir inşaatı kaldırabilecek büyüklükte değil ve ilköğretim alanlarının sadece binalara değil, oyun alanlarına da ihtiyacı olduğu göz ardı edilmemeli; bU kapsamda, öğrenci başına yeterli açık alan sağlanamayan okul alanlarına ilave inşaat hakkı getirilmemelidir,
10) Planda,” Kara Surlarının dibinde”, 1. Derece Koruma Bölgesi’nde,”Kara Surları Iç Koruma Yeşil Alanı” olarak gösterilen yeşil alanlar arasında, “Açık Spor Alanları” na yer verilerek, yeşil alan bütünlüğü bozulmaktadır. Genellikle futbol, basketbol, voleybol v.b sahası olarak kullanılan ve etrafları çitlerle çevrilerek yeşil alan bütününden koparılan “açık spor alanları” kaldırılmalı; bu alanlar da “Park Dinlenme Alanları” na Plan Uygulama Hükümlerinin “Il- Koruma Bölgeleri” başlıklı bölümünün “I2. 1.. Derece Koruma Bölgeleri” başlığı altındaki “Marmara-Haliç ve Kara Surlar Bölgesi” maddesinin ikinci paragrafında ise,”Planda belirtilen fonksiyon alanlar ile Marmara ve Haliç surlarına bitişik Korunması gerekli Kültür Varlıklan Envanterinde yer alan tescilli yapılar dışındaki yapılaşmalar kaldırılarak, bu alanlar yeşil alan bütününde tematik olarak değerlendirilecektir.” denmektedir.
Burada, “Planda belirtilen fonksiyon alanları ile” ifadesi planın bu alanlara yem fonksiyonlar getirdiği vurgulanmaktadır Surlar Bölgesi Tarihi Yarımada’nın Dünya Mirası ilan edilmiş çok önemli bir bölgesidir. Bu alana planla yeni fonksiyonlar getirmemeli; boş alanlar ve boşaltılan alanların tamamı yeşil alan olarak değerlendirilmelidir.
Maddenin dördüncü paragrafında ise, “Haliç, Marmara ve kara surlarının kültürel amaçlı kullanılması esastır. Sur duvarları, burçları, kapıları, su hendekleri ilgili Koruma Kurulu’nun uygun kararı alınarak, kültürel fonksiyonlara kavuşturulacak.....” denmektedir. Burada, hangi” kültürel fonksiyonları içerdiği belirsiz olan kararı sakıncalı bulmaktayız. Çevrenin bu anlamda yoğun biçiminde kullanılması tahribata neden olabilir.
11) Pafta F21-c-24-c2-d: 2005 t.t. 1/1000 ölçekli planda, Vatan Caddesi üzerinde “ Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taralı alanın tamamı “Kapalı Otopark Alanı” olarak gösterilmişti. Yeni planda alan üzerindeki “ Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” taramasının kaldırıldığı ve alana da “T2 (2. Derece Ticaret Alanları)” fonksiyonunun getirildiği görülmektedir.
Bu alan üzerindeki “Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” taramasının neye dayanarak kaldırıldığını anlamak mümkün değildir. Bu, çok tehlikeli bir karardır. Burada, 2005 planında, hem taramayı yapıp hem de bu alana” Kapalı Otopark” fonksiyonunu getirmek ne kadar sakıncalıysa, buna karşı çıkılması üzerine taramayı kaldırıp T2 fonksiyonu ile gene alanı yine yapılaşmaya açmak da o kadar sakıncalıdır.
Gene 2005 t.t. 1/1000 ölçekli planda “ Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taralı 1981 ada ortasına “Park” fonksiyonu getirilmişti. Yeni planda, gene alan üzerindeki Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” taramasının kaldırıldığı ve alana da “Özel Sağlık Tesisleri” fonksiyonu getirildiği görülmektedir.
Burada da, alan üzerindeki “Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” taramasının neye dayanarak kaldırıldığını anlamak mümkün değildir. Bu taramanın kaldırılması alanın Özel Sağlık Tesisi Alanı’na dönüştürülmesinin yolunu açmıştır şüphesiz. Anlamakta zorlanılan bir başka konu da Park alanının neden “Özel Sağlık Tesisi” alanına dönüştürüldüğüdür... Tarihi Yarımada da yeterli yeşil alan var da eksikliği çekilen özel sağlık tesisi midir?
Yapılması gereken, bu alanların “Korunması Gerekli Tescilli Arkeolojik/Tarihi Sanat Değeri Olan Yeraltı Yapı ve Kalıntıları” lejantı ile taranarak “Arkeolojik Park ve Sergi Alanı” olarak düzenlenmesidir.


HUKUKSAL NEDENLER              :  
Anayasa, İmar yasası,2863 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu ve ilgili yönetmelikler, koruma ilke ve kararları, İmar planlarının yapılmasına ve değişikliklerine ait kanun, belediye kanunu, plan değişikliklerine dair yönetmelik, çevrenin korunmasına ilişkin mevzuat, deprem ve afetlere karşı alınacak tedbirlere ilişkin mevzuat, gürültü yönetmeliği ve sair ilgili mevzuatın ilgili hükümleri.

DELİLLER    :
1-  Askı süresi içerisinde yapmış olduğumuz itiraz dilekçesi, (Ek:1),
2-  İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 03.01.2013 tarihli 007 sayılı yazısı (Ek:2), 14.11.2012                   
tarihli 7518 sayılı yazısı (Ek:3),
3- 15.09.05.2012 tarih ve 2012/44 sayılı belediye meclisinden oy çokluğu ile geçen Fatih
İlçesi 1/1000 Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı,
4- 1/1000 lik Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı görüşülme meclis tutanakları,
5- Mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi ve sair deliller
İSTEM           :
Yasalara, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine ve kamu yararına aykırılıklar taşıması nedeniyle ilgili planın iptaline ve yasaya uyarlı olmaması yanında uygulanması halinde telafisi güç zararlar vereceğinden yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalı belediyeye yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ederiz.11.01.2013

Hikmet Öz                 Turan Durmuş           Fazıl Uğur Soylu      Soner Özimer        Vahdettin Bayezit     Cemil Çiftçi           Mehmet Suat   Özcan             Mustafa   Sarmusak
ASLINDA İMZA VAR…

Fatih 1/1000 İmar_Planları_Davası Hakkında Açıklama

Tarihi Yarımada 1/1000 lik PlanlarınYürütmesinin Durdurulması Mahkeme KARARI

 

 

 
Fazıl Uğur SOYLU
Fatih Belediye Meclis Üyesi
 
2
Linkler

CHP Genel Merkez
CHP İstanbul
CHP Fatih

Fatih Gündem
Fatih Belediyesi
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü